Rasûlullah (Sallallâhü aleyhi ve sellem) Efendimizin beşer olarak güzelliklerini, Peygamber olarak özelliklerini, O’nun sıfatlarını anlatmak, O’nu anlamak, O’nu tanımak, O yüce Rasûlü sevmek diğer insanlara, özellikle de gençlerimize sevdirmek, kıyamet sabahına kadar gelecek bütün Müslümanların aslı görevidir.

Bu dosdoğru yoldan sapmamak için Kur’ân’ın ve Sünnet’in emirlerini iyi öğrenmeliyiz, onlarla amel etmeliyiz ve öğrendiklerimizi de başkalarına aktarmalıyız. Bu uğurda ihlâslı âlimler, bütün güçlerini Allah (Celle celâlühü) yolunda sarf etmişler, yaşantılarıyla ve eserleriyle insanların karşılaştıkları tehlikelere karşı onların uyarılmalarını kendileri için bir görev bilmişlerdir.

“Emr-i bi’l-ma’rûf ve nehy-i ani’l-münker” ilkesidir bu. Yani insanlara iyiliği emretmek, onları kötülüklerden de vazgeçirmek görevi, yüce dinimiz İslâm’ın temel ilkelerindendir.

Zira bu tebliğ yapılmadan İslâm toplumunun ayakta kalması mümkün olamaz.